Fransa’da dine küfür nedeniyle idam edilen son kişi olan François-Jean de la Barre’ın heykeli, sembolik olarak Paris, Montmartre’daki Sacré Coeur Bazilikası önüne dikildi. Aynı zamanda Chevalier de La Barre olarak da bilinen François-Jean de la Barre, 1766’da dinî bir törende şapkasını çıkarmadığı için 19 yaşında idam edilmişti. İşkence görmüş, başı kesilmiş ve gövdesine Voltaire’in Felsefi Sözlük adlı eseri çivilenmiş olarak yakılmıştı.

La Barre’ın ilk heykeli, 1897’de Sacré Coeur önünde dikilmiş ancak Katolik Kilisesi’nin baskısıyla kaldırılmıştı. Heykel, daha sonra Naziler tarafından eritilerek savaş topu yapmak için kullanılmıştı. Yeni heykelin açılış töreni, Paris’te düzenlenen iki günlük Ulusal Özgür Düşünce Federasyonu tarafından organize edilen “laiklik” konulu uluslararası konferansın bir parçasıydı.

National Secular Society (Ulusal Seküler Topluluğu) Başkanı Keith Porteous Wood ve İcra Direktörü Stephen Evans konferansta konuşma yaptı. Keith’in konuşması, dinî kurumların çocuk istismarına karıştığı iddialarına karşı harekete geçmeyle ilgili son dönem kampanyalarını içeriyordu. Stephen, Birleşik Krallık’taki kilisenin yasalarla kurulan bir yapı olduğunu “Piskoposlar, mecliste otomatik olarak yer alır, devlet başkanı ‘İnançların Koruyucusu’ sayılır ve devlet okullarında ibadet zorunludur.” sözleriyle özetledi.

Farklı ülkelerden gelen konuşmacılar; Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Norveç, Portekiz, İspanya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerdeki kilise ve devletin çeşitli düzenlemelerini tartıştı. Birçok konuşmacı, Vatikan ve laik hükûmetler arasındaki anlaşmalardan kaynaklanan adaletsiz ayrıcalıkları vurguladı. Delegeler, kendi ülkelerinde din ve devlet işlerinin etkili bir şekilde ayrılması, herkes için vicdan özgürlüğünün teşvik edilmesi ve tüm bu anlaşmaların, dine küfür yasalarının kaldırılması için harekete geçirmesini taahhüt ettiler.

Konferansın ardından konuşan NSS İcra Direktörü Stephen Evans şunları söyledi: 

Hem küresel hem de ev düzeyinde kurumsallaşmış ve köktenci din, inanç, ifade ve seçim özgürlüğüne ciddi bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir. Bu konferans, insan haklarının herkes için gelişmesini sağlamak amacıyla liberal ilkelere bağlı kalmak ve dinî ayrıcalıklara meydan okumanın önemini hatırlatan bir etkinlik oldu. Libre Pensée’ye (Özgür Düşünce) böylesine etkileyici bir etkinlik ve Chevalier de La Barre anısına düzenlenen unutulmaz anmayı gerçekleştirdikleri için teşekkür ediyorum. Bu anma, sadece geçmişte yaşanan korkunç olayları yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda ifade özgürlüğünün geleceğine dair bir taahhüttür.

Haberi orijinal dilinde okumak için aşağıda yer alan bağlantıya tıklayabilirsiniz: https://www.secularism.org.uk/news/2023/04/last-person-executed-for-blasphemy-honoured-in-france