Hayata tutunmak üzere Twitter’dan konumu bildiren, yardım çağrılarını sistematik şekilde derleyip toparlayan, bağış yapılması için çağrıda bulunan yurttaşların 8 Şubat akşam saatlerinde Twitter’a erişimde sorun yaşaması gündeme oturmadan önce ülkelerin yardımları, STK’lerin çabaları, sivil inisiyatifler ve kurumların çalışmaları gündemde kendine yer buldu. 

Yalnız bir destek var ki sosyal medya kullanıcıları tarafından çok anlaşılmaz bulundu. Diyanet İşleri Başkanlığı 7 Şubat’ta, deprem bölgesindeki kimselere manevi destek sunmak üzere 2 bin 500 personelini seferber ettiğini duyurdu. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise 6 Şubat’ta Twitter hesabından paylaştığı “Deprem nedeniyle vefat eden kardeşlerimiz için ülkemizin dört bir yanındaki tüm camilerimizde yatsı ezanından yarım saat önce sala verilecek ve akabinde ‘Kur’an-ı Kerim ve Dua Programı’ icra edilecek. Ben de Kahramanmaraş Abdülhamid Han Camisi’nde sala verip dua edeceğim inşallah.” şeklinde bir tweetle bölgeye gönderilen manevi desteği dualarıyla taçlandıracağını açıkladı. Dileriz bu icraat yakınlarını aramaya devam eden depremzedelerin moralini bozmaz, göçük altında kalmasına rağmen hayata tutunma gayretindeki yurttaşların dayanma gücünü azaltmaz.

Deprem nedeniyle yurttaşların yaşadığı mağduriyetin teselli ve çözümü, ne tanrılardan yardım dilemek ne de minarelerden okunan selalardır. Çözüm; akılcı planlar, bilimsel program ve uzmanların tasarlayacağı depreme dayanıklı konutlardır, diye düşünüyoruz. Benzer ölçekte depremlere maruz kalan Japonya’nın bu konudaki deneyimleri ve başarısı, deprem kuşağında yer alan ülkemize örnek olacak niteliktedir. Unutmayalım, toplumlar bilimsiz yapamaz. 21. yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzereyken bizlere lazım olan, tanrısal yakarışlar yerine bilimin öncülüğüdür.