Son olarak eğitim haklarından da mahrum bırakılan Afgan kadınlardan biri, yaşa(yama)dıkları sosyal hayatı ve gördüğü muameleyi bir videoda anlattı. BBC tarafından servis edilen video, Aykırı tarafından haberleştirildi. Videoda yüzü blurlanan kadın, yarı ağlamaklı biçimde “Keşke tanrı kadınları hiç yaratmamış olsaydı. Eğer bu kadar şanssız olacak idiysek hiç yaşamayabilirdik de. Bize hayvanlardan bile daha kötü muamele yapılıyor, hayvanlar kendi başlarına her yere gidebiliyor ama biz kızların evden dışarı adım atmasına dahi hakkı yok.” açıklamasında bulunuyor.

Bin dört yüz yıl önce ortaya çıktığına inanılan bir inancın çağlar öncesinde belirlenmiş kurallarını, 21. yüzyılın ilk çeyreği biterken bile uygulamayı istemenin yeryüzünü nasıl korkunç bir yere çevirdiğine şahit olduğumuz Taliban yönetimindeki Afganistan; insanlığa, kadınlar ve yetişkin erkek (Sünni Müslüman ve heteroseksüel) olmayan her türlü canlıya yapılan zulmün örneklerine sahne olması bakımından oldukça önemli bir tarihsel deneyim arz ediyor. Yeryüzünü, yaşamak istemeyen mutsuz insanlarla dolu bir cehenneme çevirmenin bu denli kolay olduğunu görmek, laik devlet ve seküler toplum mücadelesini el birliğiyle büyütme gerekliliğini de en net biçimde ortaya koyuyor.