İsmailağa tarikatı mensuplarının, 6 yaşındaki kız çocuğunu istismar etmesi gündemi sarsarken kamuoyu, bir devlet kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığından daha önceki yıllarda basılmış olan ilmihallerde 9 yaş sınırı koymuştur.
İsmailağa tarikatıyla bağlantılı Hiranur Vakfı kurucularından Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızını henüz 6 yaşındayken 29 yaşındaki müridi Kadir İstekli ile ‘evlendirmesi’ ülkede olay olmuştu.Türkiye’de büyük şok etkisine  neden olan istismara ilişkin ancak beş gün sonra yazılı açıklama yapabilen Diyanet İşleri Başkanlığı, “Konunun yüce dinimiz İslam ile bağdaştırılarak Müslümanların itham edildiği bir sürece dönüştürülmesi son derece rahatsız edicidir.” diyerek olayı geçiştirmeye çalıştı. Çünkü biliyoruz ki ‘Evlenme Ehliyeti’ başlığı altında yer alan ifadelerde -Diyanet’in açıklamasının tersine- Hanefi mezhebine göre evlenme ehliyetine sahip olmak için rüşt şartı aranmıyor. Yani bu konu; beraberinde mezhepleri, hadisleri hatta ayetleri tartışmaya açacaktı. Bu sebeple Abdurrahman Dilipak gibi İslam’ın Türkiye kalemşorları “Bu konu daha fazla ülke ve Müslümanların gündemini meşgul etmemeli.” diyerek olayın üstünü örtmeye çalıştı. Biz ise konunun İslami kökenine inerek olayı aydınlatacağız. Buharî, hadis konusunda en büyük İslam âlimi kabul edilir. 5134 no’lu hadisinde Muhammed’in, Ayşe 6 yaşındayken onunla evlenmesi ve 9 yaşında evliliği ilişkiyle tamamladığı yazmaktadır. Ayrıca Halife Ömer’in dördüncü halife olması planlanan Ali’nin kızı  Ümmü Gülsüm’le evlenmek istemesi üzerine Ali”nin Ümmü Gülsüm hakkında “o daha küçük” dediği yazar (Zuhayli,İslam fıkhı Ansiklopedisi 9,23). Bu sebeple hadislere mesafeli duran günümüz modernist ilahiyatçıları yine de tartışmalardan kurtulamamaktadır. Çünkü Talak suresi 4. ayette “henüz âdet görmemiş olanların evliliği”nden bahsetmektedir. Fahruddin El Razi gibi İslam’ın en önemli tefsircileri, bu ayeti âdet olmayan kız çocuklarının evlendirilmesi olarak yorumlamışlardır. Diyanet ve kalemşorlarının bu konudan kaçarak uzaklaşmasının sebebi, diğer konularda yapmaya alıştıkları gibi “Gerçek islam bu değil!” diyememeleridir.