Anlaşılan o ki ateizm ile mücadele etmek için manifestolar ve kitaplar yayınlamak Diyanet’i kesmemiş. Gidişata bakılırsa Diyanet İşleri Başkanlığı ve Ateizm Derneği sonunda kozlarını mahkemede paylaşacak. Derneğimizin YouTube kanalı olan Ateizm Derneği TV’de yaptığımız bazı yayınları ve bu yayınlara katılan konuklarımızın görüşlerini bahane eden Diyanet, Ateizm Derneği’ne dava açıyor. Diğer bir deyişle, suç duyurumuza suç duyurusuyla cevap veriyor.

Üç yıldır Çarşamba ve Cuma günleri yayınlanan “Bunlar Ateist!” isimli programımızın çeşitli bölümlerine katılan birbirinden değerli konukların beyan ettiği görüşlerin kendi fikirleri olduğunu hatırlatmak isteriz. Bizler, yayınlarımızda otosansür veya sansür uygulamaya karşıyız, nitekim bizler için ifade özgürlüğü vazgeçilmez bir haktır. Bu konuya ilişkin yasal uyarıya, tüm YouTube yayınlarımızın açıklama kısmında da yer verilmiştir. Konukların düşünce ve ifadelerinden Ateizm Derneği tüzel kişiliği sorumlu tutulamaz. 

Müslüman nüfuslu ülkeler arasında dünyanın ilk ve tek yasal olarak tanınmış ateist insan hakları örgütü olan Ateizm Derneği, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler tarafından akredite edilmiş bir sivil toplum kuruluşudur. Devlet erkini kullanarak bize baskı yapmaya çalışan Diyanet İşleri Başkanlığı’na, Türkiye Cumhuriyeti’nin özgür-düşünceli aydınlanma savaşçıları olarak verecek tek bir yanıtımız var: Din üzerinden siyaset ve ticaret yapanlara, toplumu din üzerinden ayrıştırmaya çalışanlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Onlar, yıllardır bu aziz vatanın bütün kalelerini zaptetmiş ve yargı dahil her alanını bilfiil işgal etmiş olabilirler. Lakin hiçbir baskı veya yaptırım, Ateizm Derneği’nin akıl, mantık, bilim ve hümanizm ekseninde verdiği bu aydınlanma mücadelesini engellemeye yetmeyecektir.

Bu tip hamlelerle bizi korkutmak veya sindirmek isteyenlere duyurulur: Derneğimizin haber bülteni olan “Ateist Gazete”de ve YouTube kanalımızdan yayınlanan “Bunlar Ateist!” adlı programımızın yayın politikasında bu baskılara boyun eğmek adına herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır. İlgili suç duyurusunun kovuşturmaya dönüşmesi ve aleyhte bir karar çıkması halinde yurtiçinde yargının tüm yollarını kullanacağımızı ve gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağımızı da belirtmek isteriz. 

“Tek ön yargımız özgürlüktür!”