“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü.”

Charles Dickens’ın meşhur romanı İki Şehrin Hikâyesi bu cümleyle başlıyor. Dinî literatürde “tayy-i zaman”, Hollywood literatüründe ise “Geleceğe Dönüş” kavramlarıyla değinilen geçmişe yolculuğun en kestirme yolu din gibi görünüyor. Dinin etkisiyle gerileye gerileye geldiğimiz noktayı en güzel özetleyen söz de şu olabilir: “Hem akıl çağıydı hem aptallık!”

Hikayemizin ilk durağı Türkiye. Ülkemiz, 20 yıllık AKP iktidarının uyguladığı akıl dışı politikalar nedeniyle sosyo-ekonomik sıkıntıların ve ahlaki çöküşün eşiğine gelmiş durumda; sorunların, uçan süpürgeler yoluyla hasıraltı edilmeye çalışıldığı karanlık bir çağdan geçiyoruz. Şeriatla yönetilen Suudi Arabistan’ın bile bir robota vatandaşlık verdiği ve teknoloji şehri kurmayı hedeflediği Akıl Çağında, ülkemizdeki otobüs mola saatlerinin namaz vakitlerine göre ayarlanması gündeme gelmişti. Önceden, rasyonel olmayan talepleri, irrasyonel uygulamaların altın çağını yaşayan coğrafyaları kastederek “Yallah Arabistan’a” esprisiyle karşılayan kitleler, artık “Yallah Türkiye’ye” diyebilecek kıvama geldi. Üzücü olansa, son dönemde çeşitli reformları tadan Suudi Arabistan vatandaşlarının bile artık bu söylemde bulunabilecek olması.

“Aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi.”

İkinci durağımız Suudi Arabistan. Evrim teorisini okullarda yasaklayınca evrimin son bulacağını sanan primat beyinlilerin direksiyonda olduğu ülkemiz, kolektif bilinç açısından geriye doğru evrimleşirken, Suudi Arabistan adım adım da olsa modernleşiyor. Üstelik şeriatla yönetilmesine rağmen! İnsanlar rahatsız olduğu için ezanın sesini kısan, artık babalarının ve erkek vasilerinin izni olmadan her kadının ayrı evde yaşayabileceğini duyuran Suudi Arabistan, geçtiğimiz günlerde yeni bir reforma daha imza attı. Türkiye’de “e-bebek” adlı bebek ürünleri firması, Cuma namazı saatlerinde mağazalarının kapalı olduğunu açıkladı. Bu esnada Suudi Arabistan, namaz vakitlerinde mağazaların kapalı olmasına ilişkin 40 yıllık yasağı kaldırdı. Suudi Arabistan Odalar Birliğinin açıklamasına göre söz konusu karar, Covid-19 tedbirleri çerçevesinde satıcıların ve müşterilerin sağlığını ve güvenliğini korumak; namaz vakitlerinde oluşan kalabalığın ve uzun bekleme süresinin önüne geçme amacı taşıyor.

“Hem her şeyimiz vardı hem de hiçbir şeyimiz yoktu.”

Laik Türkiye Cumhuriyeti, lüks camilere ve 5 yıldızlı imam dinlenme tesislerine yatırım yapadursun, Suudi Arabistan yönetimi toplumda kendileriyle aynı inançları taşımayan bireylerin de olduğunu nihayet kavradı ve bu konuda yeni adımlar atıyor. Uygar ülkeler ülkemizi “kıskanmaya” devam ederken, TC vatandaşları olarak neredeyse şeriatçı Suudi Arabistan’ı bile kıskanacak duruma geldik: “Sözün kısası, umutsuz menfaatler için umutsuz oyunların döndüğü, umutsuz bir zaman bu.”