Bilmeyenler için söyleyelim; başlık, John Maynard Keynes’in başyapıtı “İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi” kitabından alıntılanmış ve söz konusu teorinin İslamî usullere göre tarafımızdan tekrar yorumlanmış halidir. Distopik mi geldi? O kadar emin olmayın.

Geçtiğimiz günlerde Sakarya Üniversitesi bünyesinde “İslam İktisadı ve Finans Lisans Bölümü” açıldı. Üniversite bu haberi, parayı bulmuş bir Lidyalı gibi gururlu ve kapitalizme karşı “seküler cihat” ilan etmiş Karl Marx kadar kibirli bir şekilde, “Devlet üniversitelerinde bir ilk!” sloganıyla sosyal medya hesaplarından duyurdu.  

Açılan bu bölüm sayesinde ve katılım bankacılığı, katılım sigortacılığı, tasarrufa dayalı faizsiz finans kurumları, faizsiz portföy şirketleri, faizsiz finans ilkelerine sahip yayınevleri, dernek ve meslekî birlikler ve (bakın burası çok önemli!) Ekonomi Reform Eylem Planı ile gerçekleştirilecek olan gelişmeler sonucunda, İslam İktisadı ve Finans bölümü mezunlarının istihdam olanakları da artmış olacak; sanki halihazırda uluslararası sisteme entegre olmuş olan iktisat mezunları iş bulabiliyormuş gibi.

Görünen o ki dinci kesim, ideolojik anlamda da cihat yaparak, bilim dallarını İslam’a tabi kılmayı kendine hedef edinmiş. “Big Bang Teorisi Kuran’da yer alıyor” diyerek fizik bilimini topraklarına katmaya çalışan dinciler, bu alanda yaşadıkları hezimetin bedelini “küffara” İslamî iktisatla ödetmek istiyor anlaşılan. Derslerden faizin çıkarılması en mühim konulardan biri olduğundan, bir iktisat şaheseri olan Keynes’in kitabının yasaklanmasının ne zaman gündeme geleceğini açıkçası merak ediyoruz. Evrimin lise müfredatından çıkarılması gibi Keynes’in ekonomi teorisi de hızla müfredattan çıkarılabilir.

Peki, iktisat literatüründe bulunan birçok olgu ve teori kullanılmaz hale geliyor da dinin bu alanda hiç mi kullanacağı iktisadî bir olgu yok diye merak ediyor olabilirsiniz. Hemen cevaplayalım: İktisatçıların kullandığı Ceteris Paribus (diğer tüm durumlar sabitken) analiz yöntemini, isim değişikliği yaparak ve elbette İslamî usule uygun olarak kullanacaklardır. Örneğin, “Diğer tüm durumlar sabitken, Tengri amortismanını tamamlayacaktır” şeklinde bir kullanım olabilir. Yakın zamanda İslam iktisatçıları arasında mezhepleşme ve buna bağlı olarak da mezhep çatışma yaşanması olası görünüyor. “İstihdam Teorisi abdestsiz uygulanmaz, Oyun Teorisini düşünmeye beynin sağ lobundan başlamak gerekir” gibi iktisat fıkhına ait konularda ayrışma ve mezhepsel çatışmalar bekliyoruz. Tehlikeli fikirlerinden arındırılmış iktisat fıkıhçılarından her birinin neden bir mezhebi olmasın? (Adam Smith esirgesin). N. Hatipoğlu mirasçısı ve İslam İktisadı mezunu bir hoca, çıktığı bir televizyon programında, “Mahkûmlar Açmazı Teorisini düşünürsem dinden çıkar mıyım? Giffen Paradoksunun gözlemlendiği patatesi yedim, orucum bozulmuş mudur?” gibi sorularla muhatap olmadan önce biz bir soru soralım: Bir Merkez Bankasındaki rezervlerin keskin bir şekilde azalmasının İslamî iktisat teorileriyle korelasyonu nedir?