Demokrasi ve çağdaş hukuk yolunda Cumhuriyetin ilânıyla atılan önemli adımı, TBMM’nin 3 Mart 1924’te çıkardığı kanunla Halifeliğin kaldırılması izlemişti. Ancak ne yazık ki üzerinden yaklaşık bir asır geçmiş olmasına rağmen, zihinsel olarak “ölüm uykusunda” olan ve geçmişin hurafelerini sayıklayan bazı gericiler hilafet rüyaları görmeye devam ediyor.

Geçtiğimiz haftalarda, tüm Müslümanları birleştirerek bir İslam devleti kurmayı hedefleyen Hizb-ut Tahrir örgütü, “Hilafet yeniden kurulsun” kampanyası başlatmıştı. Bu kampanya doğrultusunda bazı gericiler İstanbul, Bilecik ve Afyonkarahisar’da hilafet propagandası yapan videolar çekmiş, bu videolardan dolayı 11 kişi gözaltına alınmıştı. Geçtiğimiz günlerde sosyal medya üzerinden, “Yıkılışının hicri 100. yılında çocuklardan hilafet çağrısı” başlıklı bir video yayınlayan örgüt, bu kez de çocuklara hilafet çağrısı yaptırdı. Videoda kendilerine ezberletilen cümleleri okuyan çocukların ağzından dökülen sözler tüyler ürperticiydi: “Biz kâfirlerin korkulu rüyası, Müslümanların umuduyuz. Biz hilafete kucak açanlarız. Hilafetsiz 100 yıl yeter artık. Ey müslümanlar size sesleniyoruz, hilafeti yeniden kurun.” 

Eylül ayında örgütün değerlendirme toplantısında konuşan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar şu sözleri sarf etmişti: “Kendi ahlaksızlıklarına çirkinliklerine seyirci kalan bu güruh, maalesef sözde tarikat şeyhlerinin ahlaksızlıklarını yakalayıp bütün cemaatleri ve hatta İslam’ı karalamaktan haz duyuyor.” Çocuklara fiziksel istismarda bulunanlara “sözde tarikat şeyhleri” yakıştırması yapan ve “ismi sapkınlık haberleri ile anılan tarikat, cemaat ve şahısların laik Cumhuriyetin ürünleri” olduğunu iddia eden Kar’a sormak lazım: Gerçek İslam’ı kendilerinin temsil ettiğini iddia eden “özde şeyhlerin” çocuklar üzerinden yürüttüğü bu gerici propaganda psikolojik istismar; laikliğe yönelik bu düşmanca söylemler ise Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine (ve elbette Anayasamıza) yapılmış alçak bir saldırı olmuyor mu?

Reşat Nuri Güntekin’in Yeşil Gece isimli romanında ifade ettiği gibi, gericiler; çocukları yalnız din ve kin denen iki pistonla işler birer hayvani makine haline sokmak istiyor” ve bu gençlerin sırtından kendi dünyevi tahtalarına ve tanrısal krallıklarına ulaşmaya çalışıyor. Bugün, laiklik yolunda atılan en önemli adımlardan biri olan Hilafetin kaldırılışının 97. yıl dönümünü kutluyoruz. O halde gelin, “yeşil geceler” içinde hilafet rüyası gören bu gericileri akıl çığlığıyla uyandıralım: Türkiye Cumhuriyeti’nin dini yoktur; Cumhuriyetimiz baki kaldıkça dini de, dinî lideri de olmayacaktır!