Geçtiğimiz hafta Hindistan’da Madanapalle polisi, komşuların çığlık ve ilahilerden şikayetçi olması üzerine baskın yaptığı bir evde şaşkına dönen polis ekipleri, Naidu ailesinin ailenin iki kız çocuğu olan Alekhya (22) ve Sai Divya’nın (27) bir trishula ile bıçaklandığını ve kafalarının dambılla ezildiğini bildirdi. Kızlar çırılçıplaktı. Polisin salonda bulduğu baba, bir koltukta transa geçmiş gibi oturuyor; anne ise yatak odasında yatağa oturmuş duvara bakıyordu.

Polisin evde yürüttüğü araştırmalar, önce Alekhya’nın kendi yatak odasında öldürüldüğünü; akşam saatlerinde de Sai Divya’nın öldürüldüğünü ortaya koydu. İfadeleri alınan anneyle baba, kötü ruhlar tarafından esir alınan kızlarını arındırmak için bu ritüeli gerçekleştirdiklerini ve kızlarının ertesi gün dirileceğini iddia etti. Üstelik bu korkunç olayın yaşanmasında, ebeveynlerin sapkınlığı kadar kızların kendi inançları da etkiliydi. Nitekim sonradan yapılan sorgulamalarda, kutsal ruhların avatarları olduklarına ve dirileceklerine inanan kızların bu ritüele gönüllü oldukları ortaya çıktı.  Şiva tarafından gönderildiğine inanan anne, eve girerek kötü ruhları içeri sokan polisin kızlarının dirilmesine engel olduğunu öne sürdü. Ayrıca koronavirüsü dünyaya kendisinin yaydığını ve pandemiyi Mart ayında sonlandıracağını belirtti. Hinduizm öğretilerinden birine göre 2025 yılında sona ereceği düşünülen Kali Yuga döngüsünün sonunda küresel bir cinnet yaşanacağını ekleyen anne, ailesinin yeni döngüye kötü ruhlardan arınmış bir şekilde girmesini istediği için bu ritüeli gerçekleştirdiğini söyledi.

Din ve batıl inanç temelli bu tür olayları daha ziyade sosyo ekonomik durumu ve eğitim seviyesi düşük olan ailelerde görmeye alışkınız. Oysa burada durum çok farklı. Alekhya, Hindistan Orman Yönetimi Enstitüsünde öğrenciydi, Divya ise müzik kariyeri yapmaya çalışan bir işletme mezunuydu. Ödüllü bir matematikçi olan anne özel bir okulda müdürlük yapıyor; kimya doktorası olan baba ise bir devlet üniversitesinde yardımcı doçentlik yapıyordu. Ancak Naidu çifti, tanıdıklarının aktardığına göre, çok güçlü batıl inançlara sahipti. Çiftin ayrıca sosyal medyada Meher Baba, Sathya Sai Baba ve Osho gibi sayfaları takip ettikleri ve kızlarıyla beraber bu tür tarikatlara katıldıkları bildirildi.

Kör inancın insana neler yaptırabileceğinin elim bir örneği olan bu haber, eğitim durumunun ve sosyal statünün insanı batıl inançlardan koruyamadığını göstermektedir. Zihnimizin felsefi düşünceye ayrılması gereken enerjisi, mistik geleneklere ve inançlara kurban edilmemelidir. Bilimin ve aklın yolundan sapmadan, hurafelere kapılmadan ve hayali olgulara inanma eğilimini gerçeklerle bertaraf ederek bu tür hazin olayların önüne geçebiliriz.