Dinin ülkedeki yönetime etkisi büyük olmasına rağmen, son araştırmalara göre Iraklı gençler arasında kendisini seküler olarak tanımlayanların sayısı gitgide artıyor.

Bu benim kimliğim! 

Irak’taki güvenlik problemlerinden dolayı takma isim kullanarak kimliğini gizli tutmak isteyen, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminde yaşayan, aynı zamanda koyu bir aktivist ve avukat olan Yara Ali şöyle diyor: “Tesettüre girmem için zorlandım..Beni koruması gerekiyordu, ama öyle olmadı.” Modern bir eğitim almış, mesleğini severek icra eden 29 yaşındaki Yara, birkaç yıl önce tesettürden çıkmış. İçindeki bu çatışmanın, dindar bir anneyle seküler bir babaya sahip olmasından kaynaklandığını söylüyor. İşi ve öğrenimi için seyahat ettiğinde özgürleşme süreci de hız kazanmış ve kendisinden farklı yaşamları olan insanlarla tanışmış. Yara, kendi dönüşümünde etkili olan bir diğer etkenin de, ülkesinde boy gösteren radikal gruplar olduğunu söyledi. İslam Devleti’nin (IŞİD) Irak ve Suriye’de ele geçirilen bölgelerde uyguladığı politikalar ve orada yürüttüğü eylemler dünyayı şok etmişti. Bu bağlamda Yara, insanların kendisi hakkındaki düşüncelerinden endişeleniyor, İslam Devleti’nin Müslümanları kötü gösterdiğine inanıyor.

Eski Irak Başbakanı Nouri al-Maliki’nin bildirdiğine göre, siyasal İslamcı partiler Irak’ta ateizmin yayıldığı konusunda uyarıda bulunmuş ve onları bu “tehlikeli komplo” ile yüzleşmeye çağırmıştı. Şii din adamı ve Hikma bloğunun sahibi Ammar el Hâkim, 2017’de bu “ateizm dalgası” hakkında yaptığı açıklamada; “Onların fikirlerini yaymak için kullandıkları yöntemleri ortaya çıkarmamız ve onları demir yumrukla karşılamamız gerekiyor.” demişti.

Yara Ali, Irak’ta dinin “kafa karıştırıcı bir soru” haline geldiğini düşünüyor: “Dinden uzaklaştım, kendimden uzaklaştım. Tanrı’ya inanıyorum. Bana Müslüman deniyor, ama dua etmiyorum ve sadece çevremdeki muhafazakâr insanlar yüzünden oruç tutuyorum.” Yara’nın anlattıkları, 2003 sonrası dönemde, özellikle IŞİD’e karşı yürütülen savaş sırasında ve sonrasında Irak’ta muhafazakâr İslam’dan uzaklaşan daha geniş tabanlı bir gençlik hareketinin olduğunu gösteriyor.

Irak’ta dini yönelimlerle ilgili resmi istatistikler mevcut değil, ancak camiye gitmek gibi dini pratiklerin azaldığı gerçeği, sekülerleşme eğilimine işaret ediyor. Arab Barometer’a (Princeton ve Michigan Üniversitelerindeki bir araştırma ağı) göre, Cuma namazına gittiğini söyleyen Iraklıların sayısı 5 yıl içinde %60’tan %33’e düştü. Ayrıca, Irak’ın İslamcı partilerine olan güven, 2013’te %35 iken 2018’de %20’ye gerileyerek çarpıcı bir düşüş gösterdi. 

Bu sekülerleşme süreci, protesto hareketindeki genç, laik aktivistler sayesinde günden güne büyüyor. Ne yazık ki bunun sonucunda laik insanlar, kadın protestolarını organize eden Basra aktivisti Rihaam Yacoub’un yakın zamanda öldürülmesi gibi şiddet olaylarının, adam kaçırma ve suikastların hedefi haline geliyor.