ÜMMETÇİLER, ULUSTAN VE BAĞIMSIZLIKTAN NEFRET EDER

‘Terörsüz Türkiye’ adıyla başlatılan sürecin, bir barış arayışından öte Ortadoğu’da ulusların bağımsızlığını yok etmeyi ve bölgeyi yeniden dizayn etmeyi hedefleyen emperyalist bloğun bir planının parçasını olduğunu anlamak için, birazcık bölgede olup bitenleri takip etmek yeterli olsa gerek… Dün Suriye’yi bir tekfirci selefi terörist çetesine teslim eden bu güçler, şimdi de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerini yok etmek için harekete geçmiş bulunuyor. Bunu en açık biçimde özetleyen açıklamayı ise AK Parti Genel Başkanı yapıyor. Tabii ki ifade özgürlüğü var ve bu sıfatıyla fikrini söylemesinde bir sorun yok. Ancak, iki şapkalı olması sebebiyle ciddi bir tehlike söz konusu…

Bir partinin genel başkanı aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyorsa, bu ülkenin anayasasını görmezden gelemez, anayasayı ihlal edemez.
Mesele bildiğiniz üzere, ‘terörsüz Türkiye’yi tarif ederken, bunu islam kardeşliğine, ümmete bağlamaya kalkışması… Millet yerine ümmeti kullandığınız anda, cumhuriyetin kurucu değerlerini hiçe sayarsınız. Millet yoksa ne laiklik vardır, ne cumhuriyet ne de hukuk devleti… Hele ki tarifi etnisiteler üzerinden yapmayı tercih ederseniz, yani ‘Türk-Kürt-Arap’ kardeşliği derseniz, yurttaşlığı da ortadan kaldırırsınız. İşte AK Parti Genel Başkanı bunu yapıyor ve bile bile yapıyor!
Sert tepkilerle karşılaşınca da, üste çıkmak için bir açıklama daha yapmaya gerek duyuyor. Ne diyor? “Türk, Kürt ve Arapların kucaklaşmasından bu ülkenin evladı neden rahatsız olur. Çıkmış bizi ümmetçilikle suçluyor. Ümmetin birliğini savunmak ne zamandan beri suç oldu?” diyor! Neden ‘ümmet’ten, neden sadece üç etnisiteden bahsedildiğini, neden siyasi bir meseleye dinin alet edildiğini bildiğimiz için, evet bu bir suçtur. Laik, demokratik, sosyal hukuk devletine karşı işlenmiş, ulusal birliği, yurttaşlığı, laik sistemi ve hukuk devletini, aynı zamanda ulus devleti hedefe alan bir suçtur ve anayasal bir suçtur!

Haber Kaynağı