Fırat Erez’in sosyal medyada dini değerleri aşağılayan birtakım mesajlar paylaştığı, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Medya İletişim Bürosu’nun 17.05.2020 tarihli ve 2020/8BSN sayılı basın açıklamasıyla yakalanarak gözaltına alındığı ve soruşturmanın sürmekte olduğu öğrenilmiştir.

     Yapılan internet araştırmasında Erez’in, 

  • “İslam ahlaksızdır. Muhammed ahlaksızdır. Takipçileri ahlaksızdır.”
  • “Günde 5 vakit domalarak gerçeğe varamazsınız.”
  • “Saygıyı hak ettiğinizi düşünmüyorum.”
  • “Bunu yapacağım, İslam’ın nurunu söndüreceğim, İslam’ın nuru, Allah’ı, adaleti, vicdanı, aklı, hafızası, sevgisi yok.”

şeklinde ifadelerde bulunduğu tespit edilmiştir.

Ateizm Derneği olarak, Fırat Erez’in İslam ve Müslümanlar hakkında yaptığı paylaşımların düşünce özgürlüğü kapsamında suç teşkil etmemesi gerektiğini düşünmekle birlikte, üslubunu yakışıksız bulduğumuzu belirtmek isteriz. Fırat Erez’in yazdıkları, din sömürüsünün karşısında duran ve toplumdaki inançsız azınlığın haklarını savunmayı amaçlayan Ateizm Derneği’nin (ve ateist çoğunluğun) görüşlerini ve değerlerini yansıtmamakta; hoşgörüye ve karşılıklı diyaloğa dayanan çabalarını zora sokmaktadır. Bir dini eleştirmek ile o dinin tüm mensuplarına hakaret etmek arasında fark vardır; İslam dininin inançlarını paylaşmıyor olmamızın bu ayrımı görmemize engel olduğu sanılmamalıdır.

Bütün bunlara ek ve çok daha önemli olarak, Fırat Erez hakkındaki araştırmamızı derinleştirdiğimizde, kendisinin Röportaj Gazetesi’nde Sevda Dursun’la yapmış olduğu bir röportaja ulaşmış bulunuyoruz: http://www.roportajgazetesi.com/firat-erez-roportaji-c2107.html

Fırat Erez’in bu röportajda sarf ettiği sözler, burada çok farklı bir oyunun oynanmakta olduğu kuşkularını doğurmuştur. Söz konusu röportajdan Erez’e ait çelişkili ifadeler aşağıda sıralanmıştır: 

  • “Bir umut olduğuna, iyi bir şeylerin olabileceğine, insanlık adına, ülke adına olumlu bir takım süreçlere girileceğine ve bunlara da benim katkım olabileceğine dair inancıma AK Parti sayesinde ulaştım.” 
  • “Net bir tarafım yok, ama olup biten her şeyde hayat beni AK Parti’nin yanına sürüklüyorsa, ben de onun yanında dururum.”
  • “Zamanında da İslam’ı hor görürdüm. Öyle bir gelenekten geldim. Ateisttim ben, hala da öyle. En çok savrulduğum yer tam da burasıdır. Şu anda İslam’ı insanlığın kurtuluşu olarak görüyorum.”
  • 80 yıl biz sekülerliğe mahkûm edildik.” 
  • “Modernitenin devrini tamamladığını, yapması gereken olumlu her şeyi yapıp artık zehirli bir noktaya vardığını ve modernitenin karşısında da kadimin yükseldiğini, bunun da İslam olduğunu düşünüyorum.” 
  • “İslam benim için sadece İslam değil, bütün bir Ortadoğu’nun ve insanlığın mirası demek.”

Bu ifadeleri okuyan herkesin açıkça görebileceği üzere,

  • Hem sekülerizm karşıtı hem de ateist olduğunu,
  • Hem ateist olduğunu hem de İslam’ı tek kurtuluş yolu olarak gördüğünü,
  • Hem net bir tarafı olmadığını hem de AK Parti’nin yanında durabileceğini,
  • Modernite karşısında tek çözümün İslam olduğunu,

ifade eden Erez, aslında bu çelişkili sözleriyle hem tarafını hem de gerçek niyetini ortaya  koymaktadır. Bu cumhuriyet ve laiklik karşıtı ifadeler tam da köktendincilerin savunduğu görüşlerdir.

Bu nedenle Fırat Erez, bizim gözümüzde sağlıklı ve tutarlı bir fikir yapısına sahip değildir. Geçmişte ve günümüzde dile getirdiği sözler Erez’in kendi gündemine ve çıkarına göre konuştuğunu göstermekte, halkımızı din yoluyla ayrıştırma hesapları yapan birtakım karanlık zihniyetlerin amaçlarına bilinçli veya bilinçsiz olarak hizmet ettiği yönünde kuşkular doğurmaktadır. Salgın sürecinde maddi ve manevi kayıplar yaşayan halkımızı dini farklılıkların öne çıkarılması yoluyla birbirine düşürmeyi ve bu provokasyonda da ateistleri kullanmayı amaçlayan taraflar, Ateizm Derneği olarak oynanmakta olan oyunun farkında olduğumuzu ve buna alet edilmeyeceğimizi bilmelidir. Düşmanlıkların körüklendiği ve uçurumların derinleştirildiği değil, her bireyin kendi inancını/inançsızlığını yaşamakta özgür olduğu, saygı ve sevgi çerçevesinde barışçıl bir toplum umudu taşıdığımızı bir kez daha hatırlatırız.